Yapılması gereken veya istenilen bir işin yapılmaması durumu ‘erteleme’ olarak adlandırılabilir. Erteleme davranışını neredeyse her türlü konu için uygulayabiliriz. Bazen sağlık kadar önemli bir konuda doktora gitmeyi ertelemek, bazense günlük hayatta bir arkadaşınızı aramayı ötelemek kadar küçük bir konu için erteleme davranışı sergileyebiliriz.

Genelde ‘daha sonra yaparım’, ‘önce şu işi halledeyim ondan sonra bakarım’, ‘saat 5 olsun öyle başlarım’, ‘şuan hiç keyfim yok başka zaman hallederim’ gibi düşünceler ile karşımıza çıkıyor olabilir. 

Erteleme davranışının nedenlerinden biri, kafamızda belirlediğimiz o işi yapmanın sonucunda bir tür zarar göreceğimizi düşünmemizdir. Bazen bunu tamamen fark etmeyebiliriz, ama yine de bu; biliç dışımızda o işi yaptıktan sonra bir zarar göreceğimiz düşüncesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Böylece farkında olmasak bile kendimizi korumak adına davranışı erteleriz. Örneğin, ders çalışmayı sürekli erteleyen bir öğrenci için erteleme nedeni ‘başarısız olacağım, ne kadar çalışırsam çalışayım yapamayacağım’ gibi olumsuz gerçekçi olmayan düşüncelerden kaynaklanan kaygılar olabilir. Bu kaygı durumu yönetilemediği sürece kişi baskı altında kalarak zorlanma yaşayabilir ve bu zorlanma nedeni ile de kaygısı artarak daha çok erteleme davranışına sürüklenebilir. Kaygının erteleme durumunu arttırması sonucunda,  erteledikçe de kaygının arttığını gözlemleyebiliriz. Oluşan bu döngüyü kırmak adına erteleme davranışı altındaki korkumuzu keşfetmek yardımcı olabilir. Ancak bu döngünün kırılmadığının gözlemlendiği durumlarda psikolojik destek almak önem taşımaktadır.